TÜRK KADINLAR KONSEYİ, ANKARA
Türk Kadınlar Konseyi Derneği, Ankara Şube Başkanlığı
13 Mart 2017 Pazartesi
TÜRK KADINLAR KONSEYİ DERNEĞİ'NİN "YAPISI VE STATÜSÜ" İLE İLGİLİ BİLGİLER
T.C. RESMİ GAZETE, 14 Ekim 1976 - Sayı: 15734 "Merkezi Ankara'da bulunan TÜRK KADINLAR KONSEYİ DERNEĞİ'nin 'Kamu Yararına Çalışan Derneklerden Sayılması' Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı
28 Ocak 2016 Perşembe
Özgecan ASLAN'ın Annesi "Songül ASLAN" Canlı Yayında Haykırdı!..
‘Elimize bıçak alıp sokağa mı çıkalım?’
[ref] YENİ YÜZYIL GAZETESİ
& 2016-01-28 00:13:50
Özgecan'ın annesi canlı yayında haykırdı. Mersin’de katledilen Özgecan’ın annesi Songül Aslan, Bağdat Caddesi’nde bir genç kızın tecavüze uğraması olayıyla sarsıldı. Baba Mehmet Aslan ise “Köylüsünden, profesörüne her kesimden kişilerin yeraldığı bir şûra kurulsun” önerisinde bulundu
& 2016-01-28 00:13:50
Özgecan'ın annesi canlı yayında haykırdı. Mersin’de katledilen Özgecan’ın annesi Songül Aslan, Bağdat Caddesi’nde bir genç kızın tecavüze uğraması olayıyla sarsıldı. Baba Mehmet Aslan ise “Köylüsünden, profesörüne her kesimden kişilerin yeraldığı bir şûra kurulsun” önerisinde bulundu
MERSİN’de vahşi bir saldırıda katledilen üniversiteli
Özgecan Aslan’ın annesi Songül, babası Mehmet Aslan, cumartesi günü Bağdat
Caddesi’nde E.F.B.’nin bıçak zoruyla tecavüze uğraması olayının korkutucu
olduğunu söyledi. Aslan çifti, “O günden buyana çok acılar yaşadık. Hala da
yaşıyoruz” dedi. Özgecan Aslan’ın annesi Songül ve babası Mehmet Aslan, FOX
TV’de sabah yayınlanan İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat’e konuk oldu. Programda
gazeteci Küçükkaya, “Biz ‘Özgecanımızı kaybettik. Bir daha canımız yanmasın’
dedik. Fakat Kadıköy’de yine bir olay oldu. Mehmet Bey bu işi nereye
koyacağız?” diye sordu.
Atom bombası etkisi var
Bu konularla ilgili sadece devletten bir çözüm beklenmemesi gerektiğini ve bu olayları önlemek için sadece yasaların yeterli olmadığını savunan baba Mehmet Aslan, “Her insanın polisi kendi vicdanıdır.’ Maddeselleşmiş dünyada kötülük, ölümden daha hızlı hareket ediyor. Kim neyi görürse duyu organlarıyla, gözleriyle, kulaklarıyla, zihinleriyle bunu kopyalıyorlar. Aslında bu insanların bilinçaltında atom bombası etkisi yapıyor. Habercilik adına yapılmış olan hizmet, insanlara duyurulması, bildirilmesi, devletin, halkın bu anlamda duyarlı olmaları adına yapılan çalışmalar maalesef çok fazla hedefine varmıyor” dedi. Bu tür olayların aslında dünyanın her yerinde yaşandığını hatırlatan Aslan, ortak bir akıl üretmek için bir şûra önerisinde bulundu. Aslan şöyle dedi: “İnsanlar ‘Şeytana uydum’ diyor ya, şeytana uymaması gerektiğine ait o bilinci, şuuru nasıl oluşturacağız? Televizyonlarda onlarca, yüzlerce programda bilen insanlar sadece konuşuyor. Ama hiçbir şey yapılmıyor. Konuşmak bir çözüm değil. Mademki, bilim çok önemli ve bilen insanların bu sosyolojik tramvaya, drama el atmaları gerekiyorsa; sosyologların, psikologların, felsefecilerin güzel düşünen, çözüm üretmek isteyen çok basit bir köylü vatandaştan, profesöre kadar toplumsal bir şûra oluşturulmalı. Yasaların da caydırıcılığı olmalı.”
‘Verilen ceza içimi soğutmadı’
Bağdat Caddesi’nde yaşanan tecavüz olayının Özgecan olayına benzediğini savunan anne Songül Aslan durumu, “Çok korkunç” sözleriyle niteledi. Songül Aslan, “Acaba otobüslerin içine kameralar mı yerleştirilse? Bu cesareti göstermesinler. Bence devletimizin böyle bir şey yapması lazım. Bunların sonu gelmiyor. Özgecan kızımdan sonra da yine bunlar oldu. Oluyor da. Artık yetişme tarzından mı, eğitimsizlikten mi?” şeklinde konuştu. Kadına yönelik taciz ve tecavüz suçu için ciddi bir kanun çıkarılmasını isteyen Songül Aslan şöyle konuştu: “Kanunlar çıksın ki, insanlar bu tür olaylara teşebbüs etmesin. Devletimizden Özgecan yasasını istiyoruz. Başka canlar yanmasın. Cezaevlerine bu suçlardan düşenler, af, indirim, olmadığını bilmeli. Hep kızlarımıza, annelerimize oluyor. Neden yani hep bayanlara? Bizlerde mi bıçak alıp sokaklara çıkalım? Erkekler kendilerini daha güçlü hissedip kadınlara saldırıyor. Özgem çok özeldi. Bunu hiç hak etmedi. Tek suçu dolmuşa binip eve gelmekti. Caniler hak ettiği cezayı aldı. Bu benim içimi yine de soğutmadı. Hiçbir zaman da soğumayacak. Çünkü benim kızım yok şu an.” Barış, sevgi ve eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayan anne Songül Aslan, öğretmenlere seslenerek, “Çocuklara çok güzel eğitimler versinler. Dayak, şiddet olmasın. Çocuklarınızı sevin ve sevgiyle yetiştirin. Derslerden ziyade barış ve sevgi konularını da işlesinler. Anne ve babalara çok büyük iş düşüyor. Çocuklarına sevgiyle yaklaşsınlar” dedi.
Baba Mehmet Aslan “İnsanlar sadece konuşuyor.
Atom bombası etkisi var
Bu konularla ilgili sadece devletten bir çözüm beklenmemesi gerektiğini ve bu olayları önlemek için sadece yasaların yeterli olmadığını savunan baba Mehmet Aslan, “Her insanın polisi kendi vicdanıdır.’ Maddeselleşmiş dünyada kötülük, ölümden daha hızlı hareket ediyor. Kim neyi görürse duyu organlarıyla, gözleriyle, kulaklarıyla, zihinleriyle bunu kopyalıyorlar. Aslında bu insanların bilinçaltında atom bombası etkisi yapıyor. Habercilik adına yapılmış olan hizmet, insanlara duyurulması, bildirilmesi, devletin, halkın bu anlamda duyarlı olmaları adına yapılan çalışmalar maalesef çok fazla hedefine varmıyor” dedi. Bu tür olayların aslında dünyanın her yerinde yaşandığını hatırlatan Aslan, ortak bir akıl üretmek için bir şûra önerisinde bulundu. Aslan şöyle dedi: “İnsanlar ‘Şeytana uydum’ diyor ya, şeytana uymaması gerektiğine ait o bilinci, şuuru nasıl oluşturacağız? Televizyonlarda onlarca, yüzlerce programda bilen insanlar sadece konuşuyor. Ama hiçbir şey yapılmıyor. Konuşmak bir çözüm değil. Mademki, bilim çok önemli ve bilen insanların bu sosyolojik tramvaya, drama el atmaları gerekiyorsa; sosyologların, psikologların, felsefecilerin güzel düşünen, çözüm üretmek isteyen çok basit bir köylü vatandaştan, profesöre kadar toplumsal bir şûra oluşturulmalı. Yasaların da caydırıcılığı olmalı.”
‘Verilen ceza içimi soğutmadı’
Bağdat Caddesi’nde yaşanan tecavüz olayının Özgecan olayına benzediğini savunan anne Songül Aslan durumu, “Çok korkunç” sözleriyle niteledi. Songül Aslan, “Acaba otobüslerin içine kameralar mı yerleştirilse? Bu cesareti göstermesinler. Bence devletimizin böyle bir şey yapması lazım. Bunların sonu gelmiyor. Özgecan kızımdan sonra da yine bunlar oldu. Oluyor da. Artık yetişme tarzından mı, eğitimsizlikten mi?” şeklinde konuştu. Kadına yönelik taciz ve tecavüz suçu için ciddi bir kanun çıkarılmasını isteyen Songül Aslan şöyle konuştu: “Kanunlar çıksın ki, insanlar bu tür olaylara teşebbüs etmesin. Devletimizden Özgecan yasasını istiyoruz. Başka canlar yanmasın. Cezaevlerine bu suçlardan düşenler, af, indirim, olmadığını bilmeli. Hep kızlarımıza, annelerimize oluyor. Neden yani hep bayanlara? Bizlerde mi bıçak alıp sokaklara çıkalım? Erkekler kendilerini daha güçlü hissedip kadınlara saldırıyor. Özgem çok özeldi. Bunu hiç hak etmedi. Tek suçu dolmuşa binip eve gelmekti. Caniler hak ettiği cezayı aldı. Bu benim içimi yine de soğutmadı. Hiçbir zaman da soğumayacak. Çünkü benim kızım yok şu an.” Barış, sevgi ve eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayan anne Songül Aslan, öğretmenlere seslenerek, “Çocuklara çok güzel eğitimler versinler. Dayak, şiddet olmasın. Çocuklarınızı sevin ve sevgiyle yetiştirin. Derslerden ziyade barış ve sevgi konularını da işlesinler. Anne ve babalara çok büyük iş düşüyor. Çocuklarına sevgiyle yaklaşsınlar” dedi.
Baba Mehmet Aslan “İnsanlar sadece konuşuyor.
Kötülük ölümden daha hızlı
yayılıyor.
İnsanların ‘şeytana uymaması’ gerektiğine ait bilinci nasıl
oluşturacağız, bunların konuşulması lazım. Yapılan çalışmalarda da maalesef
mesafe alınamıyor ” dedi
4 Aralık 2015 Cuma
ÖZGECAN DAVASI BİTTİ!.. CANİLERİN, MUTLAKA İDAM EDİLMELERİ GEREKİRDİ
MERSİN'in Tarsus İlçesi'nde bindiği minibüste
tecavüz girişiminde bulunulup, direnince öldürülüp cesedi yakılan, üniversite
öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın katil zanlıları minibüs şoförü Ahmet
Suphi Altındöken ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, babası Necmettin Altındöken
ağırlaştırılmış müebbet, arkadaşı Fatih Gökçe ise ağırlaştırılmış müebbet hapis
ve 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bir kadın üyenin de bulunduğu mahkeme
heyeti cezalarda hiç bir indirim uygulamadı ve karar salonda
alkışlandı. Ailenin avukatları "kararı değerli buluyoruz"
derken, 'tarihi' olarak nitelenen karar Özgecan'ın anne-babasının evlilik
yıldönümüne denk geldi.
MUTLAKA İDAM EDİLMELERİ GEREKİRDİ
Özgecan Aslan'ın katil zanlısı 26 yaşındaki Ahmet Suphi Altındöken'in
'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, bir suçu gizlemek veya başka
bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir
suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs
ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma;, 50 yaşındaki Necmittin Altındöken ile 20
yaşındaki Fatih Gökçe'nin ise 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme,
bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak
amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme'
suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandıkları
davanın 3'üncü duruşması saat 09.00'da başladı.
KADINLAR ÖZGECAN İÇİN TOPLANDI
Davanın ilk duruşmasında olduğu gibi bu duruşmada da Tarsus Adliyesi, Özgecan davasının duruşması için kapatıldı. Bu davadan başka hiçbir duruşmanın görülmediği adliyede polis geniş güvenlik önlemi aldı. Adliyenin önündeki yol trafiğe kapatılırken, çevresinde polise ait 1 TOMA ve 1 zırhlı araç ile Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin 2 itfaiye aracı hazır bekletildi.
İçeride dava devam ederken, dışarıda çeşitli kadın örgütlerinden yaklaşık 300 kişi taşıdıkları dövizler, attıkları sloganlarla kadına yönelik şiddete tepki gösterdiler. Davanın ilk duruşmasında 'iktidara yakın oldukları' iddiasıyla diğer kadın örgütleri tarafından tepki gören Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), bu duruşma kalabalık gruptan ayrı durdu.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın da aralarında bulunduğu kadınlar, 'İyi, hal, tahrik indirimlerine hayır pankartı' açarken, 'Kadınlara adalet, katillere ağırlaştırılmış müebbet', 'Erkeksen öfkeni yen' yazılı dövizler taşıdı. Burada birer açıklama yapan Meral Danış Beştaş, Akdeniz Belediyesi Başkan Yardımcısı HDP'li Yüksel Mutlu ile KADEM adına açıklama yapan Betül Yılmaz, kadına şiddete son verilmesini ve kadınları öldüren erkeklere 'iyi hali' ve 'tahrik' gibi çeşitli nedenlerle ceza indirimi uygulanmamasını istedi.
CANİLER (SANIKLAR) JANDARMA KORDONUNDA
KADINLAR ÖZGECAN İÇİN TOPLANDI
Davanın ilk duruşmasında olduğu gibi bu duruşmada da Tarsus Adliyesi, Özgecan davasının duruşması için kapatıldı. Bu davadan başka hiçbir duruşmanın görülmediği adliyede polis geniş güvenlik önlemi aldı. Adliyenin önündeki yol trafiğe kapatılırken, çevresinde polise ait 1 TOMA ve 1 zırhlı araç ile Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin 2 itfaiye aracı hazır bekletildi.
İçeride dava devam ederken, dışarıda çeşitli kadın örgütlerinden yaklaşık 300 kişi taşıdıkları dövizler, attıkları sloganlarla kadına yönelik şiddete tepki gösterdiler. Davanın ilk duruşmasında 'iktidara yakın oldukları' iddiasıyla diğer kadın örgütleri tarafından tepki gören Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), bu duruşma kalabalık gruptan ayrı durdu.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın da aralarında bulunduğu kadınlar, 'İyi, hal, tahrik indirimlerine hayır pankartı' açarken, 'Kadınlara adalet, katillere ağırlaştırılmış müebbet', 'Erkeksen öfkeni yen' yazılı dövizler taşıdı. Burada birer açıklama yapan Meral Danış Beştaş, Akdeniz Belediyesi Başkan Yardımcısı HDP'li Yüksel Mutlu ile KADEM adına açıklama yapan Betül Yılmaz, kadına şiddete son verilmesini ve kadınları öldüren erkeklere 'iyi hali' ve 'tahrik' gibi çeşitli nedenlerle ceza indirimi uygulanmamasını istedi.
CANİLER (SANIKLAR) JANDARMA KORDONUNDA
İlk duruşmada Ahmet Suphi Altındöken'in "Fatih arabadan inerken kemerini
sıkıp fermuarını çekti. Cinsel bir şey yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama
yeltendiğini biliyorum" diye savunma yapmasının ardından Cumhuriyet
Savcısı tarafından hazırlanan ek iddianame ile 'Nitelikli cinsel saldırı'
suçundan da yargılanmaya başlanan Fatih Gökçe ile birlikte Suphi Altındöken ve
Necmittin Altındöken, bu duruşma mahkeme salonuna getirildi. Sanıkların bulunduğu bölümün arkasına jandarma kordonu oluşturuldu. Aileden
Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan'ın katıldığı duruşmada aile ve sanık avukatları
ile Adana, Mersin, Ankara, Gaziantep, Samsun, İstanbul, Muğla, Antalya ve Kırklareli Barosu'ndan
avukatlar yer aldı. Duruşmada, Ahmet Suphi Altındöken'den boşanan eşi
Neslihan'ın avukatı Ebru Çatıkkaş, davaya müdahil olmak istedi. Aile avukatları
ise Çatıkkaş'ın sanığın eski eşinin avukatı olduğunu belirterek itiraz etti ve
mahkeme heyeti itirazı kabul etti.
MAHKEME SAVCISI: İNDİRİM YAPILMASIN…
Duruşmada mahkeme savcısı Mehmet Dilan, geçen duruşmada verdiği mütalaasını tekrar ederek sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken'in 'Nitelikli adam öldürme, cinsel amaçlı alıkoyma, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçlarından', arkadaşı Fatih Gökçe'nin 'Nitelikli adam öldürme ve nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs' suçlarından, babası Necmittin Altındöken'in 'Nitelikli adam öldürmeye iştirak' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmalarını, iyi hal indirimi uygulanmadan cezaların en üst sınırdan verilmesini talep etti. Daha sonra söz alan aile avukatlarından Sevim Küçük ise her 3 sanığın da ortak karar alarak ortak hakimiyet kurup Özgecan Aslan'ı birlikte öldürdüklerinin sanıkların anlatım ve dosya kapsamından anlaşıldığını, bu nedenle de cezanın en üst sınırdan verilmesini talep etti. Avukat Küçük, genç kızın genital bölgesinin tamamen yakıldığını, bu bölgenin bilerek yakıldığını ve bunun cinsel saldırıyı gizlemek için yaptıklarını kaydederek Fatih Gökçe'nin nitelik cinsel saldırı suçundan cezalandırılmasını istedi.
HİÇBİR İNDİRİM YAPILMADI
Kısa bir ara veren mahkeme heyeti, salona gelip kararı açıkladı. Mahkeme heyeti, her 3 sanığı da 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti ayrıca katil zanlısı Ahmet Suphi Altındöken'i 'bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 27 yıl, Fatih Gökçe'yi ise aynı gerekçe ile 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıkların cezalarında indirim uygulamadı, karar avukatlar tarafından alkışlandı.
JANDARMANIN DİKKATİ SAYAESİNDE YAKALANDILAR
Mersin'in Tarsus İlçesi'ndeki Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde okuyan Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015'te okuldan çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Bunun üzerine aile, polise kayıp başvurusunda bulundu. Özgecan ailesi ve polis tarafından her yer de aranırken, Tarsus-Mersin-Adana arasında yolcu taşıyan 33 B 8756 plakalı minibüsün sürücüsü Ahmet Suphi Altındöken jandarma kontrol noktasında durarak otobana nasıl çıkacağını sordu. Askerler, minibüsün tarif ettikleri yol yerine ormanlık alana doğru gittiğini fark edince şüphelenip yol kenarında durdurarak arama yaptı.
Sürücünün babası Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe'nin de bulunduğu minibüste kan izine rastlandı. Ahmet Suphi Altındöken, kanın müşteri olarak minibüste kavga eden 2 yolcuya ait olduğunu söyledi. Gözaltına alınan 3 kişi, işlemlerinin arından serbest bırakıldı.
Jandarma, Özgecan Aslan'ın kayıp bilgisi üzerine minibüsü 12 Şubat'ta içinde Necmittin Altındöken ve Fatih Gökçe ile birlikte ele geçirildi. Minibüste detaylı arama yapan ekipler bir şapka buldu. Şapkanın gösterildiği Mehmet Aslan'ın 'Kızıma ait' demesi üzerine sorgulanan Necmittin Altındöken ve Fatih Gökçe, genç kızı bıçaklayarak öldürdüklerini, cesedini benzin dökerek yaktıklarını, ardından da Çamalan Köyü Alman Mezarlığı yakınındaki Cin Deresi yatağına attıklarını itiraf etti. Bir süre sonra Ahmet Suphi Altındöken de jandarma tarafından yakalandı. 13 Şubat sabahı şüphelilerin gösterdiği yerde genç kızın yanmış cesedi bulundu.
ÖZGECAN HAYATTAYKEN 2 ELİNİ KESMİŞ
Sorgusunda suçunu itiraf eden Suphi Altındöken, cinayeti en ince detayına kadar soğukkanlılıkla anlatarak, "Otobüste bulunan bıçağı sol kapı gözünden alıp boğazına, boynunun şah damarına doğru soktum. O panikle bir iki defa daha boğazına soktum çıkardım. Araçtan inip Fatih'e boğazını kestiğimi söyledim. Bu sırada bayandan harıltılı bir şekilde nefes alıp verme sesi ve öksürük sesi geliyordu. Fatih bu sesi duyunca 'Oğlum madem yaptın yüzünü cırmalamış, kızın tırnaklarına kimliğini bırakmış gibisin' dedi. 'Ne yapayım?' diye sordum o da bana 'Ellerini kes' dedi. Bu sırada Fatih aracının ön tamponuna koyduğum bıçağı alıp bana verdi ben de o panikle araca girdim. Bu sırada bayandan hala harıltılı bir ses geliyordu ve yaşıyordu. Bayanın iki elini de bileklerinden kestim" diye ifade verdi. Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan karar sonrası yaptığı açıklamada, "Bu karar en ağır ceza ama bizim yine vicdanımız rahat değil. Bugünden sonra sevgi ve barış istiyorsak bilgiye ve saygıya önem vermeliyiz. Çok geç kalmadan kayıtısz şartısz sevgi içinde kalmak dileğiyle avukatlarımıza devlet büyüklerimize halkımıza ailem adına sonsuz teşekkürler sunuyorum." dedi.
MAHKEME SAVCISI: İNDİRİM YAPILMASIN…
Duruşmada mahkeme savcısı Mehmet Dilan, geçen duruşmada verdiği mütalaasını tekrar ederek sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken'in 'Nitelikli adam öldürme, cinsel amaçlı alıkoyma, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçlarından', arkadaşı Fatih Gökçe'nin 'Nitelikli adam öldürme ve nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs' suçlarından, babası Necmittin Altındöken'in 'Nitelikli adam öldürmeye iştirak' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmalarını, iyi hal indirimi uygulanmadan cezaların en üst sınırdan verilmesini talep etti. Daha sonra söz alan aile avukatlarından Sevim Küçük ise her 3 sanığın da ortak karar alarak ortak hakimiyet kurup Özgecan Aslan'ı birlikte öldürdüklerinin sanıkların anlatım ve dosya kapsamından anlaşıldığını, bu nedenle de cezanın en üst sınırdan verilmesini talep etti. Avukat Küçük, genç kızın genital bölgesinin tamamen yakıldığını, bu bölgenin bilerek yakıldığını ve bunun cinsel saldırıyı gizlemek için yaptıklarını kaydederek Fatih Gökçe'nin nitelik cinsel saldırı suçundan cezalandırılmasını istedi.
HİÇBİR İNDİRİM YAPILMADI
Kısa bir ara veren mahkeme heyeti, salona gelip kararı açıkladı. Mahkeme heyeti, her 3 sanığı da 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti ayrıca katil zanlısı Ahmet Suphi Altındöken'i 'bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 27 yıl, Fatih Gökçe'yi ise aynı gerekçe ile 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanıkların cezalarında indirim uygulamadı, karar avukatlar tarafından alkışlandı.
JANDARMANIN DİKKATİ SAYAESİNDE YAKALANDILAR
Mersin'in Tarsus İlçesi'ndeki Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'nde okuyan Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015'te okuldan çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Bunun üzerine aile, polise kayıp başvurusunda bulundu. Özgecan ailesi ve polis tarafından her yer de aranırken, Tarsus-Mersin-Adana arasında yolcu taşıyan 33 B 8756 plakalı minibüsün sürücüsü Ahmet Suphi Altındöken jandarma kontrol noktasında durarak otobana nasıl çıkacağını sordu. Askerler, minibüsün tarif ettikleri yol yerine ormanlık alana doğru gittiğini fark edince şüphelenip yol kenarında durdurarak arama yaptı.
Sürücünün babası Necmittin Altındöken ile Fatih Gökçe'nin de bulunduğu minibüste kan izine rastlandı. Ahmet Suphi Altındöken, kanın müşteri olarak minibüste kavga eden 2 yolcuya ait olduğunu söyledi. Gözaltına alınan 3 kişi, işlemlerinin arından serbest bırakıldı.
Jandarma, Özgecan Aslan'ın kayıp bilgisi üzerine minibüsü 12 Şubat'ta içinde Necmittin Altındöken ve Fatih Gökçe ile birlikte ele geçirildi. Minibüste detaylı arama yapan ekipler bir şapka buldu. Şapkanın gösterildiği Mehmet Aslan'ın 'Kızıma ait' demesi üzerine sorgulanan Necmittin Altındöken ve Fatih Gökçe, genç kızı bıçaklayarak öldürdüklerini, cesedini benzin dökerek yaktıklarını, ardından da Çamalan Köyü Alman Mezarlığı yakınındaki Cin Deresi yatağına attıklarını itiraf etti. Bir süre sonra Ahmet Suphi Altındöken de jandarma tarafından yakalandı. 13 Şubat sabahı şüphelilerin gösterdiği yerde genç kızın yanmış cesedi bulundu.
ÖZGECAN HAYATTAYKEN 2 ELİNİ KESMİŞ
Sorgusunda suçunu itiraf eden Suphi Altındöken, cinayeti en ince detayına kadar soğukkanlılıkla anlatarak, "Otobüste bulunan bıçağı sol kapı gözünden alıp boğazına, boynunun şah damarına doğru soktum. O panikle bir iki defa daha boğazına soktum çıkardım. Araçtan inip Fatih'e boğazını kestiğimi söyledim. Bu sırada bayandan harıltılı bir şekilde nefes alıp verme sesi ve öksürük sesi geliyordu. Fatih bu sesi duyunca 'Oğlum madem yaptın yüzünü cırmalamış, kızın tırnaklarına kimliğini bırakmış gibisin' dedi. 'Ne yapayım?' diye sordum o da bana 'Ellerini kes' dedi. Bu sırada Fatih aracının ön tamponuna koyduğum bıçağı alıp bana verdi ben de o panikle araca girdim. Bu sırada bayandan hala harıltılı bir ses geliyordu ve yaşıyordu. Bayanın iki elini de bileklerinden kestim" diye ifade verdi. Özgecan'ın amcası Yaşasın Aslan karar sonrası yaptığı açıklamada, "Bu karar en ağır ceza ama bizim yine vicdanımız rahat değil. Bugünden sonra sevgi ve barış istiyorsak bilgiye ve saygıya önem vermeliyiz. Çok geç kalmadan kayıtısz şartısz sevgi içinde kalmak dileğiyle avukatlarımıza devlet büyüklerimize halkımıza ailem adına sonsuz teşekkürler sunuyorum." dedi.
BU CEZA ÖRNEK OLSUN;
İDAM CEZASI GERİ GELSİN VE (EN AZINDAN) BUNDAN BÖYLE "BU KARAR" EMSAL TEŞKİL ETSİN..
İDAM CEZASI GERİ GELSİN VE (EN AZINDAN) BUNDAN BÖYLE "BU KARAR" EMSAL TEŞKİL ETSİN..
Kararın açıklanmasının ardından Özgecan Aslan ailesinin
avukatı Efkan Bolaç şöyle konuştu:
"Neredeyse 40 yılın üzerinde bir süre içeride kalacaklar
gibi görünüyor. İstediğimiz gibi bir karar çıktı. Kamuoyunun baskısı, örnek
olacak bir karar olması isteği bu sonucu getirdi. Dosyada son söz söylenirken
amcası bir şey söylemişti 'Bir ceza istiyorum' diye. Bu ceza bundan sonraki
bütün kadın cinayetlerinde örnek olur diye düşünüyoruz. İndirimsiz, 'çok
seviyordu ağır tahrik altındaydı' gibi örneklemelerin olmayacağı bir süreç
olsun istiyoruz. Umarız bundan sonra bu karar bütün ülkede emsal teşkil eder.
5 Kasım 2015 Perşembe
Türk Kadınlar Konseyi The 34th General Assembly of the International Council of Women in İzmir Turkey-May 31June5
The 34th General Assembly of the International Council of Women in İzmir,Turkey(May 31-June5) ICW-CIF, Newsletter No: 55/Sept. 2015
3 Kasım 2015 Salı
KAMU YARARINA BİR PROJE: "Madde Kullanım Riski ve Madde Bağımlılığından Korunma" Konusunda Eğitim Faaliyetleri
KAMU YARARINA BİR EĞİTİM, ÖĞRETİM, "İNSANİ KORUMA VE KURTARMA" PROJESİ:
Türk Kadınlar Konseyi Ankara Şube Başkanlığı olarak: “Madde
Kullanım Riski ve Madde Bağımlılığından Korunma” Konulu Uygulamalı Eğitime Katıldıktan Sonra;
Aynı Konuda Eğitim, Öğretim ve Uygulama Faaliyetlerine Başlama Kararı Aldık ve Bu Amaçla Dernek Olarak Bir
Uygulama Projesi Hazırladık.
HALK EĞİTİMİ VE İNSANİ KORUMA AMAÇLI BİR PROJE
Türk Kadınlar Konseyi Ankara Şubesi Başkanı Zeren ÜNAL ve
Yönetim Kurulu Üyelerinin “Madde Kullanım Riski ve Madde Bağımlılığından
Korunma” Konusunda Eğitim Seferberliği Başlatma Kararı ve Kararlılığı.
Türk Kadınlar Konseyi Derneği Ankara Şubesi Başkanı Zeren ÜNAL;
13 Ocak 2015 tarihinde Ankara Valiliğinin daveti ile Emniyet Genel Müdürlüğü
tarafından Hazırlıp düzenlenen "UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE EĞİTİMİ"
Toplantısına katıldı. Türk Kadınlar Konseyi Birinci Genel Başkan Yardımcısı ve
Ankara Şube Başkanı Zeren ÜNAL, özellikle davet edildiği bu eğitim
toplantısında; Diğer Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Başkanları ile hazır bulundu
ve bu eğitim toplantısı iki gün sürdü. Ankara Valiliği ile Emniyet Genel
Müdürlüğü tarafından müştereken düzenlenen toplantının Atölye çalışmalarında; Devletin Eğitim Kurumlarına kadar uzanan bu
illet (Uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlılığı) ile Okullarımızda nasıl
mücadele edileceği uygulamalı olarak (Atölye Çalışmalarında) öğrenildi. Söz
konusu Eğitim ve uygulama çalışmasından sonra toplanan ve bir durum
değerlendirmesi yapan “Türk Kadınlar Konseyi Derneği Ankara Şubesi Yönetim
Kurulu” Çeşitli derece ve düzey Okullarda bu eğitim-öğretim ve uygulama
çalışmalarının Derneğimizce yapılması çalışmalarını başlatmaya karar verdi.
Bu eğitim faaliyeti ve projeden amaç: Başta Öğrenciler ve
öğrenci velilerini "bir Avukat, bir Psikolog, bir Doktor ve bir’de
Narkotik Komiseri"nden oluşan yeterli, yetkin ve yetkili bir kadro tarafından
eğitilmeleri ve bilgilendirilmelerini sağlamak suretiyle: Toplumsal barış,
sağlık, huzur, güvenlik ve istikrar konularında kamuya katkıda bulunmaktır.
16 Şubat 2015 Pazartesi
ŞİDDETLE KINIYOR VE CANİLERİN EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALARINI İSTİYORUZ.
Mersin'de öldürülen Özgecan Arslan için okuduğu Çağ
Üniversitesi'nde anma etkinliği düzenlendi
Çağ
Üniversitesi psikoloji bölümü ve farklı fakültelerdeki arkadaşları, Özgecan Aslan'ın
en son ders gördüğü sınıfta toplandı.
Arkadaşları, son olarak İngilizce dersi aldıkları sınıftaki
sıraya Aslan'ın fotoğrafını koydu, öğrenciler ve bazı öğretim üyeleri karanfil
bıraktı. Arkadaşları, Aslan için sınıfa bırakılan taziye defterine duygularını
yazdı. Sınıfta, zaman zaman "Yasta değiliz, isyandayız", "Özge
için adalet için" şeklinde slogan atıldı.
Aslan'a üniversitede en son gördüğü İngilizce dersine giren öğretim görevlisi İrina Mart, AA muhabirine, olaydan üzüntü duyduğunu söyledi.
Aslan'a üniversitede en son gördüğü İngilizce dersine giren öğretim görevlisi İrina Mart, AA muhabirine, olaydan üzüntü duyduğunu söyledi.
Kadına şiddetin her ülkede görülebildiğini ifade eden Mart,
şöyle konuştu.
"Bu sadece Türkiye'de olmuyor, her yerde yaşanabiliyor.
ABD'de, Ukrayna'da... Kadına karşı şiddet her yerde var. Bununla ilgili bir
şeyler yapmak lazım. Burada 20 kişilik çok güzel bir öğrenci gurubu vardı. 18'i
kız, 2'si erkekti. Kızlar birbiriyle çok güzel anlaşıyordu. Ders, neşeli ve
güzel olsun diye ben sürekli şaka yapmaya çalışıyordum. Özgecan, sakin şekilde
oturup, dersi dinlerdi. Çok saygılı ve güzel biriydi."
SUÇLULARIN EN AĞIR CEZAYI ALMALARINI İSTİYORUZ
Aslan'ın arkadaşlarından İlkim Esendemir de Özgecan'ı
"melek gibi" diye tanımladı. Aslan'ın hiç kimseyle polemiği
olmadığını vurgulayan Esendemir, "Kimseye zararı yoktu. Sınıf olarak da
ülke olarak da tek isteğimiz, suçluların hapse kapatılmaması, en ağır cezayı
almaları. Kimse bu acıyı bir daha yaşamasın, sadece yakınları değil, herkes
korkuyor" diye konuştu.
Ayçin Göze de herkesin buraya bir amacı olduğu için
geldiğini belirterek, "Bir hayalimiz ve idealimiz vardı. Tabi ki onun da
vardı. Özgecan'ın hayallerini elinden alanların en ağır şekilde
cezalandırılmalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Beyza Çaylı da arkadaşının psikolog olmak istediğini dile
getirerek, "Adını duyuracağını söylerdi, duyurdu ama kötü duyuldu. Adı
duyulmasaydı keşke. Suçluların en ağır cezayı almasını istiyoruz. Bizim canımız
yandı, başkalarının yanmasın" şeklinde konuştu.
Suay Özeroğlu da Aslan'ın sessiz, sakin biri olduğunu
aktararak, "Kimseye zararı olmazdı. Hep gülerdi, onun üzgün olduğunu hiç
görmedik. Üzgün olsa da dışarı yansıtmazdı. Bu işin arkasını
bırakmayacağız" dedi.
İsmi laboratuvara verilecek
İsmi laboratuvara verilecek
Çağ
Üniversitesi, Tarsus ilçesinde öldürülen psikoloji bölümü öğrencileriÖzgecan Aslan'ın
adını, üniversitelerinde yeni kurulan psikoloji laboratuvarına verecek.
Üniversitenin internet sitesinde yer alan "Özgecan'ı
Ölümsüzleştiriyoruz" başlığı altındaki açıklamada, Aslan'a yapılan
"hunharca" saldırının kınandığı belirtildi.
Özgecan
Aslan'ı kaybetmenin derin üzüntüsünün yaşandığı bildirilen açıklamada, şu
ifadelere yer verildi:
"Kadına şiddet gibi insanlık dışı olayların sosyal ve psikolojik temelleri ivedilikle tespit edilmelidir. Bu bağlamda üniversitemizin senatosu olarak yeni kurduğumuz psikoloji laboratuvarına 'Özgecan Aslan Psikoloji Laboratuvarı' adını vereceğiz. Böylelikle, onun mesleğine dair hayallerinin yaşatılması ve isminin ölümsüzleştirilmesi kararı alınmıştır. Toplumsal travmaya yol açan bu elim olayın bir daha tekrarlanmaması için bilimin ışığında, saygıya ve sevgiye dayalı adil bir toplum yaratılması için kurumlar ve kişiler, üzerilerine düşen görevi yapmalıdır. Bu vahşeti yaşatan suçluların en ağır cezalarla yargılanacaklarına dair adalete güvenimiz tamdır. Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak davaya müdahil olacak ve sonuna kadar takipçisi olacağız. Öğrencimize Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı dileriz."
"Kadına şiddet gibi insanlık dışı olayların sosyal ve psikolojik temelleri ivedilikle tespit edilmelidir. Bu bağlamda üniversitemizin senatosu olarak yeni kurduğumuz psikoloji laboratuvarına 'Özgecan Aslan Psikoloji Laboratuvarı' adını vereceğiz. Böylelikle, onun mesleğine dair hayallerinin yaşatılması ve isminin ölümsüzleştirilmesi kararı alınmıştır. Toplumsal travmaya yol açan bu elim olayın bir daha tekrarlanmaması için bilimin ışığında, saygıya ve sevgiye dayalı adil bir toplum yaratılması için kurumlar ve kişiler, üzerilerine düşen görevi yapmalıdır. Bu vahşeti yaşatan suçluların en ağır cezalarla yargılanacaklarına dair adalete güvenimiz tamdır. Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak davaya müdahil olacak ve sonuna kadar takipçisi olacağız. Öğrencimize Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı dileriz."
REKTÖR BEDESTENCİ'NİN MESAJI
Çağ
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çetin Bedestenci de yayımladığı
mesajda, derin üzüntü içerisinde olduklarını kaydetti.
Türkiye'de kadına uygulanan şiddetin arttığını belirten
Bedestenci, "Bu elim olayı şiddetle kınıyor, hiçbir hafifletici gerekçesi
olmayan bu vahşeti işleyen gözü dönmüş suçluların en ağır cezalar ile
yargılanacağı ve hüküm giyeceği konusunda adalete güveniyorum. Kadına yönelik
şiddet vakalarının ivedilikle önüne geçilmesi için acil önlemler alınması gerektiğine
inanıyorum. Hepimizin başı sağolsun" ifadelerini kullandı.
İÇİŞLERİ BAKANI ALA'DAN BAŞSAĞLIĞI TELEFONU
Bu arada, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Mersin'de öldürülen
üniversite öğrencisiÖzgecan
Aslan'ın ailesine başsağlığı diledi.
Bakan Ala, Özgecan Aslan'ın
babası Mehmet Aslan'ı telefonla arayarak, acılı aileye başsağlığı dileklerini
iletti.
ADLİYE ÇALIŞANLARINDAN PROTESTO
İstanbul'da bir grup adliye çalışanı, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Anadolu Adalet Sarayı C Blok girişinde toplanan grup
üyeleri, "Özgecan için isyandayız" şeklinde slogan atarak,
"Yasta değil isyandayız. Özgecan'ın hesabını soracağız" yazılı
pankart açtı.
Grup adına açıklama yapan Büro Emekçileri Sendikası iş yeri
temsilcisi Derya Seçer, bu ülkede kadınların erkeklerin şiddetine direndiği,
boşanmak istediği, yemeğin tuzunu fazla kaçırdığı, bir erkeğin teklifini
reddettiği gibi sebeplerle tecavüze uğrayıp öldürülebildiğini söyledi.
Seçer, tecavüz ve cinayet suçunun izahı ve hafifletici
sebebi olamayacağını belirterek, "Taammüden işlenmemiş bir versiyonu
olamaz. Kaza ile işlenmiş versiyonu olamaz. Yüzde yüz bilinçlidir,
taammüdendir. Bu eyleme izahat getirme yolunda en ufak çaba, doğrudan kurbana
yönelik suçlamadır. Kadının giyimi, yürüyüşü, saat kaçta nerede bulunduğu, şusu
busu hiçbir şeyin izahı olamaz" dedi.
Yargıçlar Sendikası üyesi Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi
Hakimi Sevgi Övüç de öncelikle bir kadın ve anne olarak Özgecan'a Allah'tan
rahmet, ailesine de başsağlığı dilediğini ifade etti.
Bu ülkede artık kadının insan olma niteliğini kaybetmeye
başladığını söyleyen Övüç, "Kadın ikinci planda, ikinci tür insan değil,
insan olarak bile kabul edilmemeye başladı" diye konuştu.
Övüç, Atatürk'ün, "Ey Türk kadını, sen yerlerde
sürünmeye değil, omuzlarda, göklerde yükselmeye layıksın' sözünü hatırlatarak,
kadına şiddet konusunun abartıldığını düşünen zihniyeti eleştirdi.
Yakalarına Özgecan Aslan'ın
fotoğraflarını takan gruptakiler, bir süre alkış tuttuktan sonra dağıldı.
Ulaştırma Çalışanları Memur Sendikası (Ulaştırma Memur-Sen)
üyelerinin de aralarında bulunduğu grup, Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Atatürk Havalimanı'ndaki Devlet Hava Meydanları İşletmesi
önünde toplanan gruptakiler, "Özgecan'ımız Yandı" yazılı pankart
açarak, kadın cinayetlerinin durdurulması için çeşitli sloganlar attı.
SİYAH GİYİNMEYE DESTEK
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto amacıyla dün sosyal medya üzerinden yapılan
"Özgecan için siyah giyin" çağrısına İstanbullular yoğun destek
verdi.
Özellikle üniversite ve lise öğrencilerinin katıldığı
eyleme, kadınlar kadar erkeklerin de destek verdiği görüldü.
Eylem kapsamında İstanbul'daki birçok üniversitede,
karanfiller ve mumlar eşliğinde Özgecan'ı anma töreni düzenlendi.
İstanbul Üniversitesi'ndeki eylemde konuşan Kadın
Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Özge Doğan, yıllardır kadın
cinayetlerine karşı mücadele verdiklerini dile getirerek, "Çok genç bir
kadın, vahşice öldürüldü. Onun güzel yüzünü bayrağımız gibi sahiplendik. 8
Mart'a giderken başka Özgecanlar olmasın diye, üniversiteli kadınlar olarak
Özgecan'ı sahiplendik. Onun güzel yüzünü bayrağımız gibi taşıyacağız" diye
konuştu.
BELEDİYELER DE EYLEME DETEK VERDİ
Siyah giyinme eylemine katılan Maltepe Belediyesi
çalışanları, cinayeti protesto etti. Belediye çalışanları, "Gönüller
içinde ışıksın, ışıklar içinde uyu Özgecan" yazılı fotoğrafları yakalarına
taktı.
Beşiktaş Belediye binası önünde de siyah giyinenlerin
katıldığı bir sessiz çığlık eylemi gerçekleştirildi. Eyleme katılanlar ayrıca
yakalarına mor kurdele taktı.
KAMDIN AVUKATLARDAN TEPKİ
Özgecan
Aslan'ın öldürülmesi, Bursa'da çoğunluğu kadın avukatlardan oluşan grup
tarafından protesto edildi.
Bursa Adliyesi önünde toplanan grup adına basın açıklaması
yapan Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Nevin Canbaz, Mersin'de
hunharca katledilen Özgecan'ın tek suçunun kadın olmak olduğunu söyledi.
Kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçlarını yıllardır defalarca dile getirdiklerini belirten Canbaz, "Devletimiz çağdaş bir sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmeli, bu konuda gerekli olan hassasiyeti göstererek eğitim çalışmaları ve yasal düzenlemeleri yapmalıdır" diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçlarını yıllardır defalarca dile getirdiklerini belirten Canbaz, "Devletimiz çağdaş bir sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmeli, bu konuda gerekli olan hassasiyeti göstererek eğitim çalışmaları ve yasal düzenlemeleri yapmalıdır" diye konuştu.
Baro Başkanı Ekrem Demiröz de cinayeti lanetlediklerini
belirterek "Kadını yok sayan, onu yok etmeyi kendine hak sayan bir
zihniyetin ürünü bu olay. Buna karşı toplumsal olarak mücadele
öngörüyoruz. Sadece polisiye tedbirlerle, cezalarla çözülebilecek bir şey
değil. Öncelikle ailelere büyük görevler düşüyor.
Çocuklarına insanlaşmayı, kadına insan olarak bakmayı ve bu
tür eylemlerin nasıl bir insanlık dışı bir eylem olduğu anlatılmalıdır"
ifadesini kullandı.
DAVAYA MÜDAHİL OLACAKLAR
Eskişehir Barosu Kadın Hukuku Komisyonu üyeleri de Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Komisyon Başkanı avukat Pınar Çelik Arpacı, Eskişehir Adalet
Sarayı binası önünde yaptığı açıklamada, kendilerinin artık ölen kız
kardeşlerinin arkasından ağlamak istemediklerini belirterek, kadını erkeğe eşit
tutmayanların, kadınları erkeklere tabi tutanların bu cinayetin azmettiricileri
olduğunu söyledi.
Öldürülen, şiddete uğrayan kadınların giydiği elbise
rengini, yaptığı makyajı, geç saatte dışarıda olmasını ölçü alan tahrik
indirimi uygulamasına son verilmesi gerektiğini ifade eden Arpacı, Özgecan Aslan'ın
tüm dava süreçlerinde davaya müdahil olarak sanıkların en ağır şekilde
cezalandırılması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını kaydetti.
Eskişehir Barosu Kadın Hukuku Komisyonu üyeleri açıklamanın
ardından, sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı mesaj nedeniyle şarkıcı Nihat
Doğan hakkında, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
SİYAH KIYAFETLERLE PROTESTO
Çanakkale Belediyesi personeli, Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, siyah kıyafetler
giyip belediye binası önünde toplanan çalışanlar adına yaptığı açıklamada,
"1 kadın müsteşarı olan, 81 ilin sadece 1 kadın valisinin bulunduğu, 81
ilin sadece 2 milli eğitim müdürünün kadın olduğu bir ülkede, kadına, insana
saygılı Çanakkale Belediyesinde çalışmanın buruk gururuyla çığlıklarının
duyulmasını istediklerini" söyledi.
"İdam, hadım gibi ilkel, çağ dışı hamaset söylemleri
değil, adalet istediklerini" aktaran Ünüvar, "Bilinmelidir ki hiçbir
ceza öfke ve acımızı dindiremez. Biz ancak bir daha Özgecanların olmayacağını
garanti altına aldığımızda rahat nefes alacağız. Bununla beraber, elbette
gideni geri getirmese de geri kalanların bir nebze rahatlaması için, annelerin
çocuklarını korkusuzca okula
gönderebilmesi için adaleti, evrensel adaleti istiyoruz" dedi.
Ünüvar, adaletin olan olduktan sonra değil, olmadan önce
sağlanması gerektiğini belirtti.
Protestoya, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da katıldı.
Protestoya, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da katıldı.
ORDU
Ordu'da da adliye binası bahçesinde toplanan Ordu Barosu
avukatları burada basın açıklaması yaparak Özgecan Aslan'ın
öldürülmesine tepki gösterdi.
Grup adına açıklama yapan Avukat Ezgi Yücesoy, Özgecan Aslan'ın
tek suçunun kadın ve insanca yaşamak olduğunu söyledi.
Kadına şiddete karşı, kararlı bir devlet politikasına
ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Yücesoy, yaşanan olayların kabul edilemez
olduğuna işaret etti.
ANTALYA
Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu üyeleri, Mersin'in
Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Erkek avukatların da destek verdiği protestoda, avukatlar
basın açıklamasının ardından cübbelerini adliye önüne bıraktı.
ÖĞRENCİLERDEN PROTESTO
Tekirdağ'da bir grup lise öğrenci, Özgecan Aslan'ın
öldürülmesine tepki gösterdi.
Tuğlalı Park'ta toplanan öğrenciler, ellerinde dövizlerle
Aslan'ın öldürülmesini protesto etti.
Özge Altuntaş, gruptakiler adına yaptığı açıklamada, kadına
yönelik şiddetle ilgili en tehlikeli olgunun, toplumun yanlış algısı olduğunu
söyledi.
Türkiye'de her gün kadınların tacize ve tecavüze uğradığını
ancak bunların çok az kısmının açığa çıktığını belirten Altuntaş, "Belki
binlerce, on binlercesi ise toplumsal baskı ve böyle vakalarda kadını suçlu
gösteren erkek egemen zihniyet dolayısıyla gizli kalıyor, üzeri örtülüyor"
diye konuştu.
Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak,
Süleymanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Gülferah Güral, eski Çevre Bakanı Feyzi
Aytekin ile vatandaşlar da gruba destek verdi.
Muş Kadın Çatısı Derneği üyeleri, üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Belediye Meydanı'nda bir araya gelen dernek üyeleri, ellerindeki pankartlar sloganlar attı.
Belediye Meydanı'nda bir araya gelen dernek üyeleri, ellerindeki pankartlar sloganlar attı.
Dernek başkanı Nurcan Çetinbaş, yaptığı açıklamada, "Tecavüzün
faillerini erkekten ve erkek egemenliğinden soyutlayarak olaya bakamayız.
Sokakta, dolmuşta özellikle de hava karardığında tek başına kalmanın
tedirginliğini yaşamamış tek bir kadın dahi yok" dedi.
Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) Başkanı Seda Kaya,
yaptığı yazılı açıklamada, kadına ve çocuklara şiddet uygulayana hürriyeti
bağlayıcı, tecavüz ve benzeri cinsel suçlara da cinsel yaşamı kısıtlayıcı
cezaların verileceği bir yasa beklentisi içinde olduklarını bildirdi.
ÇIPLAK AYAKLA PROTESTO
Erzurum'da, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto eden kadın, soğuk havada çıplak ayakla eylem yaptı.
Özgecan
Aslan'ı rüyasında gördüğünü belirten Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Meclis
Üyesi Firdes Korkmaz Akova (49), Havuzbaşı Meydanı'na geldi.
Hava sıcaklığının sıfırın altında 13 derece olarak ölçüldüğü
kentte, ayakkabılarını ve çoraplarını çıkaran Akova, beton zeminde bir süre
bekledikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Özgecan'ın da mezarında
ayaklarının ve bütün bedeninin soğuğu hissettiğini, onun gibi soğuğu hissetmek
için böyle bir eylem yaptığını söyledi.
CEZA İNDİRİMİ UYGULANMASIN
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Günay
Kaplan, "Toplumun en savunmasız kesimi olan kadın ve çocukların yaşam
hakkına yönelen suçlarda ceza indirimi uygulanmamasını istiyoruz" dedi.
Kadın Komisyon Başkanı Kaplan, adliye binasındaki baro
salonunda yaptığı açıklamada, kadın cinayetlerinde ve kadına yönelik şiddet
olaylarında artış yaşandığını savundu.
Kadın ve şiddet konuları üzerinden yürütülen politikaların
yanlış olduğunu öne süren Kaplan, kadınların güven içinde yaşamak istediğini
ifade etti.
Bunun için devletin çağdaş bir sosyal devlet olmanın
gereğini yerine getirmesi gerektiğine işaret eden Kaplan "Bu konuda
gerekli olan hassasiyeti göstererek, eğitim çalışmaları ve yasal düzenlemeler
yapmalıdır" diye konuştu.
ADANA
Adana Barosu da üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Adliye binası önünde toplanan avukatlar adına konuşan Adana
Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ebru Çatıkkaş, Türkiye'de geçen yılın ilk
11 ayında 270, bu yıl ocakta 27 kadının öldürüldüğünü, 7 kadına tecavüz
edildiğini söyledi.
Kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin temelinde,
kadını ötekileştiren, ataerkil erkek egemen toplum anlayışının yattığını
belirten Çatıkkaş, bu değişmediği sürece saldırıların son bulmayacağını
kaydetti.
SAMSUN
Ondokuz Mayıs üniversitesi'nde (OMÜ) toplanan bir grup
öğrenci, Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Kurupelit Yerleşkesi'ndeki Yaşam Merkezi'nde bir araya gelen
ve kendilerine "Üniversiteli Kadınlar Platformu" adını veren bir
grup, Aslan'ın öldürülmesini protesto eden dövizler taşıyıp sloganlar atarak
Eğitim Fakültesi önüne kadar yürüdü.
Burada grup adına açıklama yapan Şeyma Özberk, kadınların
her yerde şiddete maruz kaldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kimi zaman baba, kimi zaman sevgili, kimi zaman
ağabey, koca, sokaktaki herhangi bir erkek. Yani düşman sokakta, evde
yatağımızda. Katillerimiz Tarsus - Mersin arasında bir dolmuş seferinde çıktı
kız kardeşimiz Özgecan'ın karşısına. Özgecan 20 yaşında bir üniversite
öğrencisi. Özgecan, kız kardeşlerinin omuzlarında uğurlandı. Şimdi Özgecan'ın
kız kardeşleri katillerden hesap sormak için sokak başlarını tutuyor, adını
haykırıyor."
Basın açıklamasının ardından bir süre slogan atan
gruptakiler, daha sonra dağıldı.
TARSUS ADLİYESİ ÖNÜNDE TARTIŞMA YAŞANDI
Özgecan
Aslan'ın öldürülmesini protesto için Tarsus Adliyesi önünde basın
açıklaması yapıldığı sırada bazı avukatlar arasında Mersin Barosunun zanlılara
avukat tayin etmesi nedeniyle tartışma yaşandı.
DOLMUŞLAR SİYAH KURDELE ASTI
Diyarbakır'da dolmuşlara öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
fotoğrafı asılarak araçların ayna ve kapı kollarına siyah kurdele bağlandı.
Diyarbakır Barosu ve bazı sivil toplum kuruluşlarının
desteğiyle Dağkapı Meydanı'ndaki dolmuş durağında basın açıklaması yapan bir
grup kadın, ellerinde dövizlerle Özgecan'ın öldürülmesini protesto etti.
Grup adına açıklama yapan Diyarbakır Barosu Kadın Hakları
Danışma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü Serap Erkuş, "Talihsizliğimiz
odur ki, erki temsil eden kimi yetkili ve etkililer kadına dair zavallıca
açıklamalar yaparak, zaten konforlu sayılmayan toplumsal varlığımızı daha da
kötü bir noktaya doğru itmişlerdir. Bu garip söylemler artarak sürerken kadının
konumunda olumlu yönde gelişmeler olacağını beklemek iyimserlikten ziyade
saflık olur. Kadını erkeğe bağımlı hale getiren cinsiyetçi politikalar ve eril
yasalar sonucu, kadın kıyımları hızla artmıştır. Buna bağlı olarak
faillere yargılama sonucunda uygulanan indirimlere bakıldığında verilen
cezaların ne kadar yetersiz kaldığı görülmektedir" diye konuştu.
Açıklamanın ardından kadınlar, güzergahta sefer yapan dolmuş
şoförlerine üzerinde "Tecavüz insanlık suçudur, Özgecan'ın katline sessiz
kalma" yazılı Özgecan'ın fotoğrafı ile siyah kurdele dağıttı.
Şoförler, fotoğrafları araçlarının camlarına yapıştırarak,
kurdeleleri ayna ve kapı kollarına bağladı.
KASTAMONU'DA OTURMA EYLEMİ
Özgecan
Aslan'ın öldürülmesi, Kastamonu'da protesto edildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)
öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk ve Şehit Şerife Bacı anıtının
önünde toplanan grup, slogan atarak oturma eylemi yaptı.
KESK Kastamonu Kadın Platformu Başkanı Sibel Kibar, grup
adına yaptığı açıklamada, 3 gündür kayıp olan 20 yaşındaki Özgecan’ın yakılmış
cesedinin bulunduğu haberinin kadına yönelik şiddetin korkunç boyutlarını bir
kez daha gözler önüne serdiğini söyledi.
KONYA'DA PROTESTO
Karaman ve Konya'nın Ereğli ilçesinde Karaman Atatürk
Parkı'nda toplanan çoğunluğunu kadınların oluşturduğu grup, "Özgecan'a
uzanan eller kırılsın,", "Kadına uzanan eller kırılsın" ve
"Kadına şiddete hayır" şeklinde sloganlar attı.
Grup adına konuşan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Meral Ünal,
son yıllarda Türkiye'de kadına şiddet olaylarının arttığını ileri sürdü.
VAN
Van Kadın Derneği (VAKAD), Yaşam Kadın Çevre, Kültür ve
İşletme Kooperatifi (YAKA-KOOP) ile Van Kadın Sanatçılar Derneği üyelerinden
oluşan kalabalık,Özgecan
Aslan'ın öldürülmesini Beşyol Meydanı'nda Kürtçe ağıtlarla protesto etti.
MİNİBÜS ŞOFÖRLERİNDEN PROTESTO
Edirne'de minibüs şoförleri, Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini, araçlarına astıkları afişlerle protesto etti.
Minibüslerin camlarına yapıştırılan afişlerde, Özgecan Aslan'ın
resmi ve "Özgecan
Aslan, seni unutmayacağız, unutturmayacağız" yazısı yer alıyor.
Edirne Toplu Ulaşım Sistemi Başkanı Hakan Giyik,
gazetecilere yaptığı açıklamada, üniversite öğrencisi Aslan'ın vahşice
öldürülmesinin herkes kadar kendilerini de üzdüğünü söyledi.
"Cinayeti işleyenin bir minibüs şoförü oluşu, bizleri tam anlamıyla kahretmiştir" diyen Giyik, cinayeti camia olarak lanetlediklerini vurguladı.
"Cinayeti işleyenin bir minibüs şoförü oluşu, bizleri tam anlamıyla kahretmiştir" diyen Giyik, cinayeti camia olarak lanetlediklerini vurguladı.
KADINLAR KARAYOLUNU TRAFİĞE KAPATTI
Çanakkale'de Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesinde
yaşayan kadınlar, Özgecan Aslan'ın öldürülmesini protesto etti.
Limandaki Atatürk Anıtı'nın önünde toplanan grup adına
konuşan Sibel Yılmaz, kadınlara uygulanan şiddetten örnekler verip kadın
haklarına saygı gösterilmesini istedi.
Konuşmanın ardından Küçükkuyulu kadınlar, ellerindeki
pankartlar ve sloganlar eşliğinde yürüyüş yapıp, Çanakkale-İzmir karayolunu bir
süreliğine trafiğe kapattı. Bu sırada kadınlara sürücülerden de destek geldi.
AĞIZLARA SİYAH BANT
Burdur CHP Kadın Kolları üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar
üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesini protesto etti.
Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan öğrenci ve vatandaşlar
"Özgecan'ın hesabını kadınlar soracak", "Kadın yaşamdır yaşamı
öldürmeyelim", "Katledilen kadınlar isyanımızdır" yazılı
dövizler taşıyarak bir süre slogan attı.
Bazı öğrenciler ağızlarını siyah bantla bantlayarak Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
KIRKLARELİ'NDE PROTESTO
Kırklareli'nde, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti
temsilcileri, Özgecan Aslan'ın öldürülmesini protesto etti.
Şevket Dingiloğlu Parkı'nda toplanan grup, Özgecan Aslan'ın
fotoğrafları ve "Özgecan'ın çığlığını duydunuz mu", "Özgecan
Aslan isyanımızdır", "Kadına şiddete dur de", yazılı
pankartlarla Kültür Anıt Parkı'na yürüdü.
Gruptakiler, "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadına kalkan eller kırılsın", "Özgecan Aslan ölümsüzdür" şeklinde sloganlar attı.
Gruptakiler, "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadına kalkan eller kırılsın", "Özgecan Aslan ölümsüzdür" şeklinde sloganlar attı.
Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun eşi
Sibel Kesimoğlu, gruptakiler adına yaptığı açıklamada, Özgecan Aslan'ın vahşice
katledildiğini söyledi.
Kadına gereken saygı ve sevginin gösterilmesi gerektiğini
ifade eden Kesimoğlu, Özgecan Aslan'ı öldüren katillere en ağır cezanın
verilmesini istediklerini kaydetti.
ARDAHAN'DA PROTESTO
Özgecan Aslan'ın öldürülmesi, Ardahan'da protesto edildi.
Ardahan Valiliği önünde toplanan avukatlar, sivil toplum
örgütü temsilcileri ve kadınlar, Kaptanpaşa Mahallesi Milli Egemenlik
Parkı'ndaki Atatürk anıtına kadar yürüdü.
Çevredeki vatandaşlar ile sürücülerin de destek verdiği
yürüyüşte, kadına yönelik şiddetin son bulmasını isteyen kalabalık çeşitli
sloganlar attı.
Hatay'da siyah kıyafet giyen bir grup kadın, Özgecan
Aslan'ın öldürülmesini protesto etti.
Köprü'de toplanan kadınlar slogan atarak, "Susmayacağız", "Kadınlar insan, biz insanoğlu" yazılı döviz açtı.
Defne Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı Bedia Öztürk, grup adına yaptığı konuşmada, insanlık dışı olayı kınadıklarını kaydetti.
Köprü'de toplanan kadınlar slogan atarak, "Susmayacağız", "Kadınlar insan, biz insanoğlu" yazılı döviz açtı.
Defne Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı Bedia Öztürk, grup adına yaptığı konuşmada, insanlık dışı olayı kınadıklarını kaydetti.
"SESSİZ DURUŞ"
Afyonkarahisar Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu
üyeleri, Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesini protesto etti.
Avukatlar, cübbeleri ile geldiği Afyonkarahisar Barosu
toplantı salonunda, Özgecan Aslan ve öldürülen kadınlar için bir dakikalık
"sessiz duruş" eylemi gerçekleştirdi.
Kayseri, Niğde, Malatya ve Kırıkkale baroları, Mersin'in
Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın hunharca öldürülmesine
tepki gösterdi. [AA] 16 Şubat 2015 Pazartesi, 11:23:58Güncelleme: 15:48:32
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)